Saturday 3 March 2012

Yaşlandıkça

Son günlerde yaşım ve yaşlılık kafama takılıyor. Geç yaşta üniversiteye gitmek insanı düşündürüyor. Eskiden nereye gitsem en küçük ben olurdum. Artık herkes benden küçük ve bana yaşlı diyorlar!

Geçen gün okul arkadaş ile konuşuyordum birden durup bana baktı, şaşkın şaşkın, "Aaa! Sen 80lerde mi doğumuşmuydun?!" O gün moralım biraz bozulmuştu.

Ve ondan sonra nereye gitsem artık kafamda küçük bir ses vardı - "Bırak artık. Sen yaşlanıyorsun. Senin zamanın geçiyor. İstediklerin şeyler olmadı henüz artık ne zaman olacak? Bırak bu işler. Gençlere bırak." Bu küçük ses'e inanmaya başladım. Ve üzüldüm.

Yanılmışım. Evet, dünyanın gözünde belli bir yaştan sonra senden daha az bekleniyor. Herkesin gözü gençlere doğru çeviriliyor. Gelecek onların elinde!

Ama bir imanlının hayatında gelecek Rabbin elinde.

Ve ben şunu unutmuştum:

Rab yaşa bakmaz. Eğer Rab sana bir görev vermişse, ne yaş olursan ol, o görev sana ait ve senin bitirmen gerekiyor.

Evet, artık eskisi gibi oraya buraya koşamıyorum artık, cildim eskisi gibi parlamıyor, 25 yaşlık göbeğim peşimi bırakmıyor ve malesef bir iki tane ak saçım çıkmaya başladı.

Fakat önemli olan içimdeki o Ruh yeniliyor mu? Yaşlandığımda Tanrı bana bakıp "Tamam, işim bitti seninle mi diyecek?"

Asla. Bu yürüyüşte emeklilik yoktur.

http://soundcloud.com/jaymoussa/ya-land-k-a

İyi dinlemeler!

Jay